Matrah düzenlemesi otomotiv sektörünü canlandırır
Resmi Gazete’de ÖTV matrahlarının değiştiğine dair kararın yayımlanmasıyla birlikte bayiler de fiyat güncellemelerine başladı. Fiyatları azaltacak bu düzenlemenin faydalarını anlatan uzmanlar, 2. el piyasasında da kısmi ucuzlama bekliyor.
Türkiye’de yeni alınacak kararların en çok merak edildiği sektörlerden biri otomotiv piyasası. ‘ÖTV indirimi olacak mı, fiyatlar düşer mi, araba almak için doğru zaman mı?’ gibi sorular yıl içinde sürekli sorulur. Dün gece Resmi Gazete’de yayımlanan karar bu soruların bazılarına yeni yanıtlar veriyor.
Karara göre binek araçlar için Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrahları değişti. Buna göre, yüzde 45’lik ÖTV diliminde yer alan araçların matrah limiti 85 bin liradan 92 bin liraya yükseldi. Yüzde 50’lik ÖTV dilimindeki araçlarda da matrah limiti ise 130 bin TL’den 150 bin TL’ye çıkarıldı. Son yıllarda satış grafiği sürekli yükselen elektrikli araçlarda ise yüzde 45’lik ÖTV diliminin üst sınırı 114 bin lira olarak belirlendi. Ayrıca, 114 bin lira ile 170 bin lira arasında değere sahip olan araçlar için ise yüzde 50 ÖTV uygulanması kararı alındı.
Peki tüm bu matrah dilimleri, rakamlar, yüzdelik dilimler ne anlama geliyor? Biz de bunların yanıtını almak için otomotiv sektöründen farklı isimlerin kapısını çaldık ve ‘Şimdi ne olacak?’ sorusunu yönelttik.
Yeniden cazibe merkezi olabiliriz
İlk durağımız Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) oluyor. OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Mersin, bir örnekle süreci anlatmaya başlıyor ve bu düzenleme sayesinde içten yanmalı motora sahip araçların anahtar teslim fiyatı 320 bin TL’ye kadar olanlarda 40 bin ile 53 bin TL arasında bir ucuzlama sağlanacağını söylüyor.
OYDER Başkanı Mersin’in dikkati çektiği bir diğer nokta hibrit araçlarla ilgili düzenleme oluyor… Hibrit modellerde yapılan ÖTV matrah düzenlemesinin bu araçlara yönelik talebi canlandıracağının altını çiziyor ve kararın çevreyi koruma açısından olumlu katkılar sağlayacağını ifade ediyor.
Rakamlardan ve modellerden sıyrılıp biraz daha sektörün geneline geliyoruz. Matrah düzenlemesinin sektöre farklı etkileri olacağı görüşünü paylaşıyor OYDER Başkanı ve “Otomotiv, ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri. Buradaki hareketlilik genel ekonomiye de yansıyor. Matrah düzenlemesi pazarı canlandıracak… Yıl sonuna kadar canlı bir pazara sahip olmamız da hem ekonomimize katkı sağlayacak, hem de yatırım açısından ülkemizi yeniden cazibe merkezi haline getirecek” diyor.
ÖTV indirimi değil matrah güncellemesi
OYDER Başkanı’nın ardından sektörden başka bir isme, Otomotiv Uzmanı Erol Şahin’e düşüncelerini soruyoruz. Şahin’le konuşmaya başladığımızda önce küçük bir uyarı paylaşıyor. Bu kararın bir ÖTV indirimi değil, matrah düzenlemesi olduğunu söylüyor. Şahin’e devletin neden böyle bir karar aldığını soruyoruz…
Öncelikle bu durumun da rutin bir uygulama olduğunu, devletin yılın bu döneminde genellikle matrah uygulamasında değişiklikler yaptığını anlatıyor. Bu sefer rutin uygulamada matrahın aşağı çekilme nedenini ise piyasadaki rakamlar üzerinden değerlendiriyor.
Erol Şahin’in anlattıklarına göre otomotiv pazarı temmuz ayında ve hatta bu ayın ilk yarısında düştü. Bu düşüşü ÖTV geliri üzerinden okuyor Şahin ve bir bilgi daha paylaşıyor… Buna göre devletin hedeflediği ÖTV gelirinde en büyük kalem otomotiv.
Geçen yıl otomotivden elde edilen ÖTV gelirinde rekor kırıldığını bu yıl da benzer bir sonucun olacağını belirten Şahin, “En çok gelir elde ettiğiniz pazar duraklama dönemine girerse ne yaparsınız? Onu hareketlendirmek istersiniz… Çünkü ÖTV geliri elde ettiğiniz diğer alanlarda pek hamle şansınız yok. Devlet de bunu gördü ve duran piyasada çarkları yeniden döndürmek için matrah düzenlemesi hakkını kullandı” dedi.
Erol Şahin sektördeki rakamları en iyi bilen isimlerden biri. Bu nedenle matrah güncellemesinin sektörde önemli bir soluk olacağını ancak özellikle yeni yılla birlikte muhtemel fiyat artışları yaşandığında bu rakamların da bir anlamı kalmayacağı uyarısında bulunuyor.
En çok yerlilere yarayacak
Matrahla ilgili işin sebep-sonuç döngüsünü öğrendikten sonra sektörün medya tarafında en çok bilinen isimlerden birini daha arıyoruz. Gazeteci Emre Özpeynirci de ‘Piyasa iyice sıkışmıştı’ tanımlamasıyla giriyor söze…
Geçmişte yapılan bazı düzenlemelerle en düşük dilimde neredeyse araç kalmadığını hatırlatan Özpeynirci’ye göre matrahtaki düzenleme firmaların üzerindeki baskıyı azaltmakla kalmayacak, tüketici tarafındaki ‘fiyatlar çok arttı, araba almanın zamanı değil’ düşüncesini de dizginleyecek.
Türkiye’de çok sayıda markanın yüzlerce modeli var. Bu indirimin sahaya nasıl yansıyacağı sorumuzu Emre Özpeynirci şöyle yanıtlıyor:
“Otomotiv sektöründe halen tedarik sıkıntısı olduğu gerçeğini pas geçmemek gerek. Pandemi dönemi, çip krizi, üretimdeki aksamalar ve diğer bazı nedenler işin tedarik boyutuna ciddi darbe vurdu.
Özellikle yurt dışından gelen bazı modelleri bulmak oldukça zor. Bu durum haliyle bizi Türkiye’de üretilen otomobillere götürecek. Çünkü onların arz durumu yurt dışından gelen modellere göre daha güçlü. Bu nedenle yerli modellerin avantajlı bir hale geldiğini söyleyebiliriz.”
ÖTV düzenlemesi ikinci el fiyatlarını düşürür mü?
Emre Özpeynirci de Erol Şahin gibi bu hamlenin ‘nefes aldıran’ ancak sorunları tamamen çözen bir yaklaşım olmadığı fikrinde. Bunun gerekçesini “Pandemi üretim zincirini bozmakla kalmadı, maliyetleri de artırdı. Ayrıca kurdaki denge henüz oturmadı. Maliyetlerin arttığı, kurun yükseldiği bir ortamda bizim yaptığımız bu güncelleme belki de 6 ay sonra güncelliğini korumayacak” sözleriyle açıklıyor.
“Belki de matrah sisteminden tamamen vazgeçmek ve normal ÖTV baremlerini uygulamak gerek” değerlendirmesinde bulunan Özpeynirci’ye matrahtaki düzenlemenin ikinci el otomobil piyasasına nasıl yansıyacağını da soruyoruz.
İkinci elde satışların düştüğünü, sıfır araçların fiyatı arttığında orada da rakamların yükseldiğini anlatan Özpeynirci, “Gelinen noktada kimi sıfır otomobillerde yüzde 17’ye yakın bir düşüş olacak. Bu ciddi bir rakam. İkinci eldeki fiyatları da aşağı çekecektir bence. Ancak bir kez daha belirteyim, tedarik sıkıntısını hiç aklımızdan çıkarmamamız lazım. Tedarikinde sorun olan modellerin ikinci elinde pek bir düşüş olmaz. Ancak Türkiye’de üretilen araçların ikinci elinde haliyle bir düşüş olur” diyor.