Tedavide en önemli evre teşhistir…
Konuştuğum analistlere ve sektör uzmanlarına göre ÖTV ve KDV teşviklerinin tüm yıl sürmesi halinde bile 2019’da pazarın en iyimser tahminle 350 bin adetlerde gerçekleşebileceği öngörülüyor. 3 ay sonunda teşviklerinin sona ermesi halinde ise pazarın 300 bin adetlerle kadar inebileceği uyarısı yapılıyor. Bu da pazarın 16 yıl öncesine dönmesi anlamına geliyor.
350 BİN İYİMSER TAHMİN
Pazarın son 6 yılı ortalamalarını dikkate aldığımızda ocak ayındaki satışlar toplam pazarın yüzde 4.11’ine tekabül ediyor. Yani vergi teşvikli ocak ayı bu yıl 15 bin adet civarında çıkarsa yıl sonu için 350 bin adetlik pazar biraz iyimser kalacak gibi gözüküyor. Çünkü son 6 yılın ortalamalarından yapılan hesaplarla ancak vergi teşviklerinin tüm yıl sürmesi halinde 350 bin adetlik bir pazar oluşabiliyor. Türkiye’de otomotiv pazarına ilişkin analizler yapan EBS Danışmanlık’ın Genel Müdürü Erol Şahin, son 6 yılın ortalamalarına alarak yaptığı yukarıdaki simülasyonda teşviklerin devam etmesi halinde pazarın seyrini ortaya koyuyor.
Yapılan analizlere göre teşviklerin devam etmemesi halinde ise pazar mevcut koşullarla ocak ayı sonucuna göre yıl sonunda ancak 300 bin adetlere ulaşabiliyor. 2001 krizinin ardından otomobil ve hafif ticari araçları o yıl 183 bin 752 adede, 2002 yılında ise 157 bin 449 adede gerilemişti. 2003 yılında kısmen toparlanan pazar yılı 364 bin 69 adetle tamamlamıştı. Bu yıl koşullar değişmezse yani ek önlemler alınmazsa pazarın 2003’ün altında kalacağı gerçeği karşımızda duruyor.
MANTIKLI OLUNMALI
Bu noktada bazı marka yöneticilerinin yıl sonuna ilişkin 500-600 bin adetlik pazar öngörülerini anlayabilmiş değilim. Çünkü bu koşullarda biraz daha mantıklı olup, tedavide en önemli evrenin teşhis olduğunu unutmamamız gerekiyor. Eğer dışarıya ‘iyiyiz’ mesajı verilirse, önlem alınma konusunda sıkıntı yaşanabilir. Tablo ne kadar net ortaya konulursa, tedavi şansı da o kadar yüksek olur. Tepki çekmemek için pazar öngörülerini olduğundan fazla göstermek inanın sadece sektöre zarar verir.
Unutmayalım bugün Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan, ihracatta ülkeyi sırtlayan otomotiv sektörü iç pazarda bu seviyelere inerse genel imajını da zedeler. Yani uzun vadede yatırım ihtimallerini de olumsuz etkileyecek bir süreçten bahsedebiliriz.